Gezgin: Ayşe ÇULHA
Pisa kulesi herkesin iyi bildiği, resimlerini gördüğü bir kule. Pisa kulesi ortaçağda 1173 yılında yapımına başlanmış beyaz mermerden gösterişli katedralin çan kulesi. İlginç olan kimse bu kulenin ne zaman ne amaçla ve kimin tarafından yapılmış olduğunu merak etmiyor. Meydanda eğri kuleyi tutmaya çalışan çok sayıda turisti görüyorsunuz.
Sevgili arkadaşım
Gülten ile Roma gezimizi planlarken bir şehir daha ekleyelim istedik, Napoli
mi, Floransa mı derken tabii ki Rönesansın beşiği Floransa ağır bastı. Ayrıca
Floransa gidiş güzergahımız üzerinde bulunan Pisa, Lucca ile Roma’ya dönüşte
Siena’yı programımıza aldık.
Roma‘ya vardığımızda
Cuma günü toplu taşım araçlarında bir günlük grev olacağını
öğrendiğimizde, Floransa’ya gitmekle ne
kadar isabetli bir karar verdiğimizi
anladık.
Roma-Pisa hızlı tren bileti
(9 Euro) ile Siena-Roma otobüs biletimizi (9,10 Euro) önceden online aldık.
Diğer ulaşımlarımızda ise bölgesel treni kullandık. Metro açılış saatini (sabah 5.30) dikkate alarak, Termini İstasyonundan 6.15’de hareket edecek Pisa trenine bilet almıştık. Yolculuğumuz yaklaşık 2 saat sürdü. Tren istasyonundan yürüyerek Pisa Kulesini bulmamız zor olmadı. Kuleye gittiklerini tahmin ettiğimiz sırt çantalı turistlerin arkasına takıldık.İstasyonu arkamıza alarak sürekli düz istikamette Arno Nehrinin üzerindeki köprüyü de geçerek yaklaşık 20- 30 dakika yürüdükten sonra sol tarafta Pisa Kulesi görüş alanımıza girmişti.
Bizim neyimiz eksikti, hazır buralara kadar gelmişken bir omuz vermeden olmazdı. Kuleyi düzeltme teşebbüsünde bulunup, Pisa klasiği olan klişe pozda fotoğraflar çekerek Mucizeler Meydanına (Piazza del Miracolide veya bir diğer adı Piazza del Duomo) ulaştık. Nihayet İtalya ile özdeşleşmiş sembollerden biri olan Pisa Kulesi karşımızdaydı. Pisa kulesi, vaftizhane, katedral ve anıt mezar (Campo Santo) ile birlikte etrafı surlarla çevrili geniş bir alana yayılan çim meydanın ortasında yer alıyor.
Onbirinci ve
ondördüncü yüzyıllar arasında Ceneviz,
Venedik ve Amalfi ile birlikte İtalya yarımadasının en güçlü deniz cumhuriyetlerinden biri olan
Pisa’nın, gücünün ve zenginliğinin sembolü olarak kilise tarafından Mirocoli
(Mucizeler ) Meydanında katedral, vaftizhane ve katedralin çan kulesinin
yapımına karar veriliyor. Bu üçlü yapı Romanesk
sanat ve mimarinin İtalya’daki en önemli örneklerinden biri kabul ediliyor.
Kronolojik olarak sırası ile katedral, vaftizhane, çan kulesi yapılmış.
Yapımına 1173 yılında
başlanılan ve kaynaklarda Babil Kulesinden esinlenildiği ifade edilen kulenin
üçüncü katına gelindiğinde güney yönüne eğilmesi nedeniyle inşaatına uzun zaman
ara verilmiş, araya savaşların da girmesiyle kule ancak 1350 yılında
tamamlanabilmiş. Uzun yapım sürecinde düzeltme amacıyla muhtelif teknikler denenmekle
birlikte sorun devam etmiş. Eğimin temel nedeni iki nehrin kavuştuğu yerde
bulunan Pisa şehrinin alüvyonlu gevşek toprak yapısı. Katedral, vaftizhane ve
diğer yüksek yapılarda da içeri doğru çökme ve eğim var. Döneminde çan
kulesinde yuvarlak simetrik tarzın ilk kez kullanıldığı 8 katlı kule üst üste
bindirilmiş yuvarlak altı ana sütundan oluşuyor. Silindir biçimindeki daha
küçük çaplı sekizinci katta her bir
notayı temsilen yedi çan bulunuyor. Bu çanlardan en yenisi 652 kg, en eskisi
3600 kg. Mermerin de ağır bir yapı malzemesi olduğu dikkate alındığında bu
ahval ve şartlar altında kule yıkılmayıp da ne yapsın diye düşünüyorsunuz.
Pisa kulesinin
mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte Bonanno Pisano,
Giovanni di Simone ve Diotisalvi adları öne çıkıyor. Mucizeler Meydanı bölgesi
1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesine alınmış. 1990 yılında 10 yıl
sürecek onarıma giren kulenin asıl dikey akstan eğimi 5,4 metreden 3,99 metreye
indirilerek ilk kez sabitlenmiş. Böylece bir 200 yıl daha değişmeyeceği tahmin
ediliyormuş.
Yaklaşık 55 metre
yüksekliğindeki kuleye 15 Euro karşılığında 294 merdiveni yürüyerek çıkmanız
mümkün. Uzun bir yürüyüşten sonra bu kadar merdiven çıkmayı göze alamadık,
çimlere yayılarak uzaktan seyretmeyi tercih ettik. Pisa’lı astronom, fizikçi,
mühendis, filozof ve matematikçi Galileo Galilei’nin kuleden yerçekimi deneyi
yaptığını hayal ettik. Fotoğraf çektirdiğimiz Japon turistler de ortalıkta
görünmüyordu. Sessiz sakin bir ortamda sadece biz ve kule vardık ve bu anın
tadını çıkarttık.
Üç yapının biletleri
ayrı alınabiliyor. Gittiğimiz saatte katedral açık olmadığı için vaftizhaneyi
(5 Euro) gezebildik. Ellibeş metre
yüksekliğinde ve otuzdört metre çapında simetrik dairesel formda yapılan vaftizhanenin
(1152-1363) ilk mimarı Diotisalvi ölünce Nicola Pisano gotik tarzda tamamlıyor.
İçini gayet sade bulduğumuz vaftizhanedeki en önemli eser Nicola Pisano tarafından yapılan, üzerinde İsa’nın yaşamının betimlendiği işlemeler bulunan mermer vaftiz kürsüsü. İtalya’daki vaftizhaneler içinde en büyüğü olan Pisa Vaftizhanesi aynı zamanda akustiği ile ünlü. Görevlilerden birinin söylediği güzel aryalar ile akustiğini test etme fırsatı bulduğumuz için şanslıydık. Rivayete göre Galileo Galilei de (1564-1642) burada vaftiz edilmiş.
İçini gayet sade bulduğumuz vaftizhanedeki en önemli eser Nicola Pisano tarafından yapılan, üzerinde İsa’nın yaşamının betimlendiği işlemeler bulunan mermer vaftiz kürsüsü. İtalya’daki vaftizhaneler içinde en büyüğü olan Pisa Vaftizhanesi aynı zamanda akustiği ile ünlü. Görevlilerden birinin söylediği güzel aryalar ile akustiğini test etme fırsatı bulduğumuz için şanslıydık. Rivayete göre Galileo Galilei de (1564-1642) burada vaftiz edilmiş.
Yapım hatası büyük bir
fırsata dönüştürülerek zaman içinde katedralin çan kulesi ünlenmiş, katedral ve
vaftizhane kulenin şöhretinin gölgesinde kalmış. Ancak, gri beyaz yatık
mermerler kullanılarak romanesk tarzda yapılan ve üzerinde Arap mimarisine ait
süsler ve mozaikler bulunan katedralin dış cephesi oldukça görkemli. Müzesi ile
birlikte içi de (Hz. İsa mozaiği, işlemeli vaiz kürsüsü vb.) dışı gibi
etkileyici olan ve pek çok katedralin yapımında örnek alınan katedral
(1063-1090) mimari ve sanatsal açıdan kuleden daha fazla ilgiyi hak ediyor.
Dönüş yolunda şehir hareketlenmeye
başlamıştı. Pisa kasaba havasında ama kendi içinde bütünlüğü olan sevimli bir
şehir izlenimi verdi Sadece kule ziyaretine geldiğimiz şehrin daracık
sokaklarında aylak aylak dolaşmak ve meydana bakan bir kafesinde oturup çevreyi
izlemekten de eminim çok keyif alırdım. Bunun için en az yarım gün ayrılmalı.
Yol üzerindeki dükkanlarda baktığımız hediyelik eşya fiyatları oldukça
yüksekti. Pisa hatırası magnet, vb şeyleri Roma’da Termini bölgesinden daha
ucuza alabilmek mümkün.
Modern bilimin
doğmasına büyük katkı sağlamış, yaşamı eserlere konu olmuş, ünlü bilim adamı Galileo
Galilei’nin şehrinde çok kısa da olsa bulunmak, aynı havayı solumak, ruhumuza
iyi geldi. Bu enerji ile istikamet Lucca .
Fotoğraflar Gülten İşçimen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder