Milano İtalya'nın en modern, zengin ve gelişmiş şık şehri. Gezgin olarak Milano benim için öncelikle görülecek şehirler arasında yer almıyordu. Baharda İtalya diye çıktığımız yolculuk Milano'yu görmemizin yanı sıra şehrin yakınlığı nedeni ile kolay ulaşabildiğimiz Floransa, Torino ve Como Gölü gezileri ile birlikte harika geçti.
Milano promasyon biletini gören arkadaşımın önerisi ile geçen yazdan bu baharın programını yapmış olduk.
İstanbul Sabiha Gökçen'den bir saat rötar ile kalkan Uçağımız saat 14.00' te Milano Bergamo havaalanına indi. Milano'da üç havaalanı var. Malpensa, Lineta ve Bergamo havaalanı. Ucuz havayolu şirketleriin uçakları çoğunlıkla Bergamo havaalanına iniyor. Bergamo'dan şehir merkezindeki Milano Centrale Tren İstasyonu'na hem otobüs hem tren var. Havaalanı çıkışında bekleyen otobüs 4,5 Euro'ya bir saatte istasyona ulaştırıyor. Otelimiz Salerna merkez istasyona 500 metre uzaklığında olduğu için yürüyerek otele ulaştık. Bu beş günlük gezimizde Milano dışında üç yere daha gideceğimiz ve tüm yolculuklarımızı tren ile yapacağımız için otellerimizi istasyona yürüme mesafesindeki yerlerden seçtik. İstasyonlarda şehir merkezlerinde oldukları için böylece merkezi otellerde kalmış olduk. Milano'da iki gece kaldık. Hafta sonu olduğu için iki kişilk odaya ilk geceye 90 Euro ikinci geceye 65 Euro ödedik.
Milano demiryolu ulaşımında ana merkezlerden birisi. Şehirde beş tren istasyonu var ama en büyüğü Milano Merkez İstasyonu. Saatte 300 kilometre hız yapan trenler ile birçok şehre hızlı ulaşım sağlanmakta.
İlk gün otele bavulumuzu bırakıp Buones Aires caddesini boydan boya katedip Milano'nun en önemli merkezi Piazze Del Duoma meydanına ulaştık. Buones Aires caddesi uzun ve çok sayıda mağazaların olduğu bir cadde. İstasyona yakın bölgede daha orta halli magazalar yer alırken cadde Duoma'ya yaklaşırken şık ve lüks magaza sayısı artmakta.
.
İlk gecemizi, Meydanın ışıklı gece görüntüsünü görüp, küçük bir kafede güzel bir pizza tadımı ile tamamlandık. Ertesi sabah tekrar gelmek üzere meydandan ayrıldık.
.
İlk gecemizi, Meydanın ışıklı gece görüntüsünü görüp, küçük bir kafede güzel bir pizza tadımı ile tamamlandık. Ertesi sabah tekrar gelmek üzere meydandan ayrıldık.
Ertesi sabah güne Milano'da mutlaka görülmesi gereken Santa Maria delle Grazie Kilisesi ile başladık. Bu kilise bir rönasans eseri 1465-1490 yılları arasında yapılmış. Kilisenin kendi mimarisinin ötesinde, kiliseye bitişik manastır yemekhanesi duvarında Leonarda Da Vinci'nin Last Supper İsa'nın Son Akşam Yemegi Frescosu bulunmaktadır.
Unesco Dünya Mirasları listesinde. yer alan bu frescoyu görmek için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanız gerekli. Biz Milano'ya gelmeden 10 gün önce yeterli bir zaman olduğunu düşünerek internetten rezervasyon yaptırmak istedik ancak kaldığımız iki gün için yer bulamadık. Bazen reservasyon yaptırıp gelmeyen olabiliyor diye Milano'daki ikinci günümüzde sabah erkenden bu kiliseye gittik sadece akşam saat altıda yer olduğunu söyledi görevli. Biz de aynı saatte Floransaya gitmek üzere trene bineceğimiz için bu şansı yakalayamadık.
Unesco Dünya Mirasları listesinde. yer alan bu frescoyu görmek için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanız gerekli. Biz Milano'ya gelmeden 10 gün önce yeterli bir zaman olduğunu düşünerek internetten rezervasyon yaptırmak istedik ancak kaldığımız iki gün için yer bulamadık. Bazen reservasyon yaptırıp gelmeyen olabiliyor diye Milano'daki ikinci günümüzde sabah erkenden bu kiliseye gittik sadece akşam saat altıda yer olduğunu söyledi görevli. Biz de aynı saatte Floransaya gitmek üzere trene bineceğimiz için bu şansı yakalayamadık.
Fresco kiliseye ek binada yer almakta, frescoyu göremeseniz de bu rönesans eseri kiliseyi gezmek gerek.
Santa Maria delle Grazie Kilisesi'nden sonra yürüyerek Storza Kalesi'ne (Castello Storzesco) ulaştık. Kale 15.yüzyılda yapılmış, kare şeklinde geniş avlusu olan tuğladan yapılmış haşmetli bir yapıdır.
Kaleyi yaptıran Milan Dükü Francesco Sforza merkez kulenin dekorasyonunu heykeltraş, mimar ve ressamlara yaptırmış.. Daha sonra Lord olan Ludovico Sforza'da kalenin dekorasyonunda çeşitli sanatçıları görevlendirmiş..
Leonarda Da Vinci'nin frescoları da yer almakta bu kalede. Günümüzde kalenin içerisinde müzeler yer almakta. Leonarda Da Vinci'nin freskoları da görülebilir ancak zaman sıkıntısı nedeni ile biz sadece kaleyi dolaşabildik. Kale ayrıca geniş bir parka bakmaktadır.
Kaleyi yaptıran Milan Dükü Francesco Sforza merkez kulenin dekorasyonunu heykeltraş, mimar ve ressamlara yaptırmış.. Daha sonra Lord olan Ludovico Sforza'da kalenin dekorasyonunda çeşitli sanatçıları görevlendirmiş..
Leonarda Da Vinci'nin frescoları da yer almakta bu kalede. Günümüzde kalenin içerisinde müzeler yer almakta. Leonarda Da Vinci'nin freskoları da görülebilir ancak zaman sıkıntısı nedeni ile biz sadece kaleyi dolaşabildik. Kale ayrıca geniş bir parka bakmaktadır.
Sıra Duoma Katedraline gelmişti. Metro ile Duoma meydanına gittik. Metro istasyonundan çıkınca sizi Duoma Meydanı tüm haşmeti ile karşılıyor. Duoma Meydanı'nın tam ortasında Kral Victorio Emanuele II'nin at üzeinde bir bronz heykeli bulunmaktadır. Onun ismi ayrıca tarihi çarşı ve yakındaki bir caddeye verilmiş.
Milano'nun görülmesi gereken ilk yeri Gotik tarzda Duoma Katedrali çok haşmetli büyük gösterişli bir katedral. Katedral kapladığı alan itibariyle Avrupa'nın dördüncü büyük katedralidir. Yine alanı ve yüksekliği ile İtalyanın en büyük katedralidir, İ Katedral 1386 yılında yapılmaya başlanmış, ancak tamamlanması 500 yıl sürmüş.
Katedralin dışı beyaz mermer, zarif ve çok sayıda heykeller ile ince ince işlenmiş, binadaki en yüksek kulede Meryem Ananın yaldızlı heykeli vardır. Binanın dışı çok gösterişli bazı kişiler dış görünüşünden sonra içinin yeterince haşmetli olmadığını düşünmekte.
Biz içerisini de çok etkileyici bulduk. İçerisinde çok geniş ve çok yüksek 50 adet sütun bulunmakta.
Ayrıca Milano'nun piskoposu, 1584 yılında ölen Carro Borromeo'nun mezarı içeride yer almaktadır.
Ayrıca Duomo'do müzeler 15 Euro ücret ile gezilebilmektedir. Duoma'nın tepesine merdiven veya asansörle çıkılınc eşsiz bir manzara ile karşılaşılıyormuş. Biz Duoma'ya girmek için o kadar çok kuyrukta bekledik ki, bir daha asansör kuyruğu beklemeye halimiz ve zamanımız kalmadı. Doumo giriş 2 Euro, merdivenle çıkış 8 Euro, asansör ile çıkış 13 Euro .müzeler 15 euro
Girişte önce bilet almak için çok uzun kuyruk bekleniyor. Bu uzun kuyrukta beklememek için bileti www.duoma.milano.it sitesinden alabilirsiniz. Ancak bu kuyruğun yan ısıra ikinci kuyruk içeriye girebilmek için. Duomanın kapısında beresinde ponponlar olan İtalyan askerleri sıkı bir üst ve çanta araması yapıyorlar.
Duomanın hemen karşısında tarihi alışveriş merkezi Galleria Vittoria Emanuele II yer alıyor.
Dünyanın ilk alışveriş merkezi. Mozaik zemini üzeri camlı pasajda dünyanın en ünlü markalarının mağazaları ve restoranlar yer almakta.
Bu pasajdaki restoranlarda yemek yemek o tarihi dokuyu yaşamak keyifli gelebilir tabi başka restoranlara göre biraz daha yüksek fiyat ödemeyi göze almak gerekir. Bunun yanı sıra galerinin hemen bitişiğindeki food market yer almakta..
Çekinmeden içeriye girebilirsiniz. Birinci katta satın almak için şaraplar, değişik peynirler, çikolata, pasta gibi değişik ürünler vardı
Üst katlarda değişik konsepte restoranlar ve şarap barları var. Zevkli ve değişik döşenmiş bu katları dolaşıp kendinize göre yemek ve şarap seçmekten çekinmeyin.
Makul fiyatlarla yemek salata yiyebilirsiniz. Porsiyon değişik yemekler ve pizzalar 6-7 Euro'dan başlıyor. Ayrıca bir şeyler içerek Duomo meydanını yukarıdan seyredebilirsiniz.
Alışveriş merkezinin pasajından geçip arkasına çıktığınızda küçük bir meydanda sizi Leonarda da Vinci'nin heykeli karşılıyor.
Bu meydan dünyanın en ünlü operalarından La Scala Operası binası ve opera müzesi bakıyor. Bu operada bir gösteri izlemek için aylar önceden bilet almanız gerekli ya da daha yüksek bir fiyat ödeyerek kapıdan bilet alabilirsiniz. Bizim Milano'da kaldığımız iki gece de opera ve bale yoktu o nedenle böyle bir şansı yakalayamadık.
Bu arada Milano'da güzel bir arkeoloji müzesi var. Yürüyüşümüz sırasında karşımıza çıktı içeri girip küçük bir bölümünü görebildik.
Milano'ya iki gün ayırabildiğimiz için Douma ve kalede müze gezemediğimiz gibi Arkeoloji müzesinin tamamını gezemedik. Birçok kişinin yaptığı gibi İtalya'da daha uzun kalmamıza rağmen yaptığımız ön araştırmaya göre Milano'ya sadece iki gün ayırmış idik. Milano'da en az üç daha iyisi dört gün kalarak biraz daha müze ve tarih gezisi yapılabilir. Tabi Milano'nun asıl ününü kazandığı alışveriş merkezi, moda merkezi özelliğini de yeterince değerlendiremedik. Alışveriş için çok az zaman ayırabildik. Bu arada futboldaki ünü ve stadyumunun özelliği nedeni ile ziyaret edilebilir tabi ki. Bizim ilgi alanımıza girmediği için ihmal ettik.
Milano'ya havayolu ve tren yolu ile ulaşım kolay olduğu gibi şehir merkezinde metro hattı çok gelişmiş, ayrıca tramvay da kullanılmakta. Metronun bir binişi 1,5 Euro, tüm gün bileti ise 4,5 Euro.
Milano'dan hızlı tren ile Floransa'ya gitmek üzere Merkez İstasyonuna gittik. Merkez istasyonu hem büyüklük hem tarihi binası ve çok sayıdaki tren seferleri ile etkileyici idi.
Bu meydan dünyanın en ünlü operalarından La Scala Operası binası ve opera müzesi bakıyor. Bu operada bir gösteri izlemek için aylar önceden bilet almanız gerekli ya da daha yüksek bir fiyat ödeyerek kapıdan bilet alabilirsiniz. Bizim Milano'da kaldığımız iki gece de opera ve bale yoktu o nedenle böyle bir şansı yakalayamadık.
Bu arada Milano'da güzel bir arkeoloji müzesi var. Yürüyüşümüz sırasında karşımıza çıktı içeri girip küçük bir bölümünü görebildik.
Milano'ya iki gün ayırabildiğimiz için Douma ve kalede müze gezemediğimiz gibi Arkeoloji müzesinin tamamını gezemedik. Birçok kişinin yaptığı gibi İtalya'da daha uzun kalmamıza rağmen yaptığımız ön araştırmaya göre Milano'ya sadece iki gün ayırmış idik. Milano'da en az üç daha iyisi dört gün kalarak biraz daha müze ve tarih gezisi yapılabilir. Tabi Milano'nun asıl ününü kazandığı alışveriş merkezi, moda merkezi özelliğini de yeterince değerlendiremedik. Alışveriş için çok az zaman ayırabildik. Bu arada futboldaki ünü ve stadyumunun özelliği nedeni ile ziyaret edilebilir tabi ki. Bizim ilgi alanımıza girmediği için ihmal ettik.
Milano'ya havayolu ve tren yolu ile ulaşım kolay olduğu gibi şehir merkezinde metro hattı çok gelişmiş, ayrıca tramvay da kullanılmakta. Metronun bir binişi 1,5 Euro, tüm gün bileti ise 4,5 Euro.
Milano'dan hızlı tren ile Floransa'ya gitmek üzere Merkez İstasyonuna gittik. Merkez istasyonu hem büyüklük hem tarihi binası ve çok sayıdaki tren seferleri ile etkileyici idi.
2 yorum:
Bir destinasyon yazısı ancak bu kadar
güzel ve ayrıntılı olabilir?
İnsan da gezgin olma Arzusu yaratıyor.
Tebrikler.
Bu güzel anlatımdan sonra burayı da görmek farz oldu.
Yorum Gönder